Osteoporoz pek çok kişide görülen sistemik bir kemik hastalığıdır. Modern tıp imkanlarının gelişmesi ve bunun sonucunda yaşam süresinin uzaması ile birlikte son yıllarda osteoporoz problemi yaşayan hastaların oranı yükselmiştir.
Vücuttaki kemiklerin sertliklerinin azalması, kalitelerinin bozulması ve süreç içerisinde zayıf ve kırılgan hale gelmeleri osteoporoz olarak tanımlanmaktadır. Bu hastalığın önlenebilir ve tedavi edilebilir olduğu unutulmamalıdır. Genellikle kadınlarda görülen osteoporoza neden olan pek çok faktör bulunmaktadır.
Osteoporoz nedenleri değiştirilebilir ve değiştirilemez olarak iki farklı grupta incelenmektedir. Değiştirilemez osteoporoz nedenleri; ırk, yaş, genetik faktörlerdir. Beyaz ve sarı ırktaki kadınlarda daha çok görülmekle birlikte yaş ilerledikçe risk oranı yükselmektedir. Aynı zamanda ailede kırık öyküsünün bulunması da osteoporoz riskini arttırmaktadır.
Değiştirilebilir osteoporoz nedenleri ise; sigara kullanımı ve beslenme ve yaşam tarzı olarak açıklanabilmektedir. Aşırı alkol ve sigara tüketimi böbreklerdeki kalsiyum emilimini azaltmaktadır. Bu nedenle de kemik yoğunluğu zayıflayabilmektedir.
Kadınlarda ise özellikle menopoz dönemi sonrasında osteoporoz problemi ile karşılaşılmaktadır. Özellikle Türkiye’de her 3 kadından 1’inin 50 yaş üzerinde osteoporoz problemi yaşadığı belirlenmiştir.
Osteoporoz belirtileri hastadan hastaya değişkenlik göstermekle birlikte en sık yaşanan belirtiler aşağıdaki şekilde sıralanabilmektedir;
Osteoporoz hastalığının teşhis sürecinde hastanın sağlık öyküsü değerlendirilmekte ve fizik muayene uygulanmaktadır. Bununla birlikte kemik yoğunluğunun ölçülmesi gerekmektedir (DEXA ölçümü – Dual enerji X ray absorbsiyometri). Aynı zamanda kan ve idrar tahlilleri ile sintigrafi çekimine de ihtiyaç duyulabilmektedir.
Osteoporoz probleminin tedavisinde öncelikli amaç gerekli önlemlerin alınmasıdır. Bu durumda özellikle ailede osteoporoz bulunuyorsa çocukluktan itibaren kalsiyum oranı yüksek bir beslenme tarzı oluşturulmalıdır. Aynı zamanda güneş banyosu yapılması ve egzersiz programlarının aksatılmaması da önerilmektedir. Tüm bunların yanı sıra;
Kemik yoğunluğunun korunması adına ilaç tedavisi uygulanabilmektedir. Bu ilaçlar D vitamini ve kalsiyum içermektedir. Aynı zamanda kemik kas dengesinin sağlanması ve güçlendirilmesi amacı ile fizik tedavi yöntemlerine de başvurulabilmektedir.
Osteoporoz problemi özellikle birtakım ilaçların kullanılması ya da yanlış kullanılması sonucunda da gelişebilmektedir. Bu doğrultuda ilaç kullanımına dikkat edilmeli, kemik mineral yoğunluğuna zarar verici etkisi olan ilaçların yanında destekleyici mineral alımına doktor kontrolünde dikkat edilmelidir.
Osteoporoza neden olabilecek ilaçlar aşağıdaki şekilde sıralanabilmektedir;
Kemik erimesi (osteoporoz) problemi; kemiklerde yumuşama, zayıflama ve bunların sonucunda da kırılmalarına neden olmaktadır. Bu noktada kemik kırıkları henüz yaşanmamış hastalarda egzersiz programları ve ilaç tedavileri uygulanmaktadır. Aynı zamanda kemik çimentosu ya da farklı malzemeler ile kemik içinin doldurulması ile güçlendirme uygulaması gerçekleştirilmektedir.
Çimento ile kemik doldurma işlemi ameliyathane ortamında oldukça kısa sürede güvenilir bir şekilde gerçekleştirilmektedir. Sıvı haldeki çimentonun ilgili kemik içerisine enjekte etme disiplinine dayanan bu tedavi yöntemi ile osteoporoz problemi yaşayan hastalarda kemik kırılmaları önemli derecede önlenebilmektedir.